Geçtiğimiz senenin başında kurumsal hayata nokta koyup blog ile yoluma devam etme kararı aldığımda beni bu kadar seyahatin bekleyeceğini asla tahmin etmezdim. Bu iş sayesinde o kadar çok yere gittim, o kadar çok insanla tanıştım ki kendimi gerçekten çok şanslı hissediyorum. İşimin en çok sevdiğim taraflarından biri de şüphesiz bu…
Mayıs ayında yine iş dolayısıyla hayatımda ilk defa Gürcistan’a yolum düştü. Bu kez oradaki moda haftasından davet edildim ve birçok farklı ülkeden gelen basın mensupları ile birlikte daha önce hiç görmediğim Tiflis’te gerçek bir moda rüzgarına kapıldım. Aşağıda okuyacağınız- belki daha önce gazetede okumuşsunuzdur- benim 14 Mayıs 2016 tarihli köşe yazımdaki Mercedes-Benz Fashion Week Tbilisi notlarım. Şunu tekrar belirtmeliyim ki, Tiflis tasarımcı anlamında beni çok iyi anlamda şaşkına uğrattı. Eğer tasarımcıların tam listesine göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Rüya Büyüktetik
Akşam Gazetesi Cumartesi Eki
14 Mayıs 2016
Havayolu ile sadece birkaç saatlik mesafede olan komşumuz Gürcistan’ın moda alanında yeni yeteneklere ve onların heyecan verici tasarımlarına ev sahipliği yapan bir moda haftasının olabileceğini hiç düşünür müydünüz? Cevabınız hayır ise, bu yazıyı okuduğunuzda emin olun siz de benim gibi çok şaşıracaksınız.
Son birkaç sezondur özellikle sokak modasına damgasını vuran marka Vetements’ın kurucusu Demna Gvasalia’nın Balenciaga’daki kreatif direktörlük rolüne gelişinden sonra moda dünyasının ilgisi Gvasalia’nın doğduğu topraklara, yani Gürcistan’a doğru çevrildi. İlgi haklı bir ilgiydi, Gvasalia’nın uluslararası başarısı onu ülkenin medar-ı iftiharı haline getirmişti, ancak doğrusunu söylemem gerekirse Tiflis’te gerçekleşen moda haftasına davet aldığımda bu kadar şaşırabileceğimi, bu kadar iyi tasarımlarla karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim.
Şehir henüz pek gelişmemiş olsa da Avrupa Birliği’ne girmeye pek hevesli ve Avrupalı turistlerin de yavaş yavaş ilgisini çekmeye başlamış durumda. İngilizce halihazırda önemli bir bariyer, çünkü şehirde İngilizce konuşabilen insan sayısı oldukça az. Moda haftası sebebiyle orada bulunan uluslararası basın kafilesinde ise hayli önemli isimler var ve herkes dopdolu program listesinde yer alan tasarımcıları keşfetmek için sabırsızlanıyor. Beş günlük moda haftasında ilgimi çeken tasarımcılar ve Sonbahar-Kış 2016-2017 koleksiyonları ile ilgili notlarım ise şöyle…
Avtandil Fall-Winter 2016-2017
İlk gün Tiflis moda haftası önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor ve ünlü modacı Herve Leger, şimdiki adı ile Herve Leroux’un sergisi ve onuruna verilen davet ile start alıyor. Moda haftasının açılışını yapan defile ise dinamik ve genç marka Avtandil’e ait. Avtandil dinamik ve yaratıcı çizgisi ile ön plana çıkıyor, farklı formlarla oynamayı seviyor. Tasarımcı Avtandil Tskvitinidze biyografisine göre Andy Warhol, Basquiat gibi sanatçılardan esinlenen de bir sanatçı aynı zamanda. Bu koleksiyonunda konsol oyunlarından aldığı ilhamı eğlenceli şekilde tasarımlarına yansıtmış. Koleksiyonundaki birçok parçanın ne ölçüde giyilebilir olduğunu tartışırım ancak her bir parça son derece ilgi çekici ve merak uyandırıcıydı. Avtandil defilesinin önemli bir baş mankeni de vardı. Bu isim ünlü fotoğrafçı Helmut Newton’ın da gözdesi olan 80’lerin efsane modellerinden Sylvia Gobbel idi.
Djaba Diassamidze Fall-Winter 2016-2017
Gelelim diğer favorilere. İkinci güne renkler damgasını vurdu. George Keburia’nın sert renk geçişlerine sahip tasarımları, kazayağı deseni üzerine uyguladığı renk blokları ve 80’ler esintili formları benden geçer not aldı. National Palace of Youth of Georgia’nın büyüleyici saray atmosferinde sunulan Djaba Diassamidze defilesine ise nefes kesen bir feminenlik hakimdi. 80’lerdeki Yves Saint Laurent’in esintisini yakalayabileceğiniz bu haute couture koleksiyon ikinci günün kapanışını yaptı.
Bessarion Fall-Winter 2016-2017
Materiel by Aleksander Akhalkatsishvili, Materiel by Tiko Pasa ve Materiel by Tiko Pasa ise not alınması gereken diğer isimler. Minimal tarzı avangarde bir bakış açısı ile yorumluyorlar. Bessarion ise bir diğer ilginç marka. Aslında ünlüler tarafından oldukça tercih edilen ve uzun yıllardır varolan bir marka olduğunu sonradan öğreniyorum. Defile styling’inde hayli cesur tercihler yapan markanın içiçe kullandığı çarpıcı renkler, dantel ve denim birleşimleri, yün ve ipekler tezatlardan doğan uyumu ile ilgi çekiciydi.
Atelier Kikala Fall-Winter 2016-2017
Gelelim kalbimi derinden fetheden marka Atelier Kikala’ya. Feminen, flörtöz ve modern tavrını görünce Gürcistan’ın “it-girl”lerinin bu markayı neden bu kadar tercih ettiğini bir kez daha iyi anladım. Birçok defilede gördüğümüz ve Vetements etkisini iliklerimize kadar hissettiğimizi upuzun kol detayları Atelier Kikala’da da karşımıza çıkmıştı. Derin yırtmaçlar, yüksek vatkalarla desteklenmiş güçlü omuzlar, ince askılar ve ayrıştırılmış kol detayları ile ortaya çıkan çekici büst vurguları ise belki müthiş yenilikçi sayılmazdı ancak markanın bu detayları yorumlama şekli oldukça hoşuma gitti. Dozunda feminen, modayı seven ancak stil sahibi olmayı ön planda tutan, şehirli modern kadının Atelier Kikala’yı radarına almasında fayda var.
TİFLİS’İN AKSESUAR KARNESİ
Moda haftasında aksesuar anlamında radarıma takılan iki marka oldu. Bunlardan ilki büyük ve gösterişli yüzük tasarımları ile ilgimi çeken Sophia Gongliashvili idi. Sophia’nın tasarımlarının her biri adeta birer sanat eseri. Radarıma takılan diğer marka ise 711. 711’in örgü ve pleksiyi biraraya getiren çantaları aynı Sophia’nın yüzük tasarımları gibi Gürcistan’ın stil sahibi isimlerinin vazgeçilmezleri arasında.
