Herkese merhaba!
Milano moda haftasının edit’leri henüz beklerken ben Paris’ten dönüşümü hiç soğutmadan orada neler yaptığımı sizlerle paylaşmak istedim.
Paris benim en sevdiğim şehir, artık bunu beni yıllardır takip eden herkes biliyor. Bu kez Paris’e moda haftası için gidiyorum ve kameramla davetli olduğum backstage’leri, defileleri ve sunumları tek tek sizin için kayda alıyorum.
Guy Laroche
READY-TO-WEAR FALL/WINTER 2017-18
Palais de Tokyo’da gerçekleşecek olan defilenin backstage’indeki hareketli anlara tanıklık ettikten sonra davetlilerin yavaş yavaş doldurmaya başladığı defile alanına geçiş yapıyorum. Guy Laroche’un 70’li yıllardaki couture koleksiyonlarından ilhamını alan tasarımcı Adam Andrascik Guy Laroche kadınına feminen bir kışın kapılarını açıyor. Yürüdükçe tüm dikkatleri üzerine çeken geniş paça pantolonlar, bel kıvrımını ortaya çıkaran minimal vurgulu paltolar, derin yırtmaçlar ve dekolteler hayat karmaşası içinde geri plana ittiğimiz kadınsılığı hayatımıza tekrar geri çağırıyor. Makyaj doğal, saçlar ise geri planda ve net.
Chloé
READY-TO-WEAR FALL/WINTER 2017-18
Grand Palais’de muhteşem bir sabah ve belki de Paris’teki tek güneşli gün. Sabahın erken saatlerine dev bir backstage’de başlayan hareketli dakikalar, tam da Chloé’ye yakışacak pembe tonlara sahip defile alanında son sürat devam ediyor. Solange Knowles defile alanına korumalarıyla giriş yapıyor, devamında birçok ünlü isim, global moda bloggerları, Carine Roitfeld ve Miroslava Duma gibi dünya çapında ünlü editörler, herkes orada! Bu defile altı senedir Chloé’nin tasarımcısı olan Clare Waight Keller’in son defilesi. Tasarımcının defilenin sonu için seçtiği ve benim de favori parçalarımdan biri olan “Don’t You Want Me” tercihi ise hayli manidar.
Alexis Mabille
READY-TO-WEAR FALL/WINTER 2017-18
Smoking Smoking’in canlı performansı ile başlayan Alexis Mabille defilesi detaylarındaki zenginlik ile adeta gözlerimi kamaştırıyor. Az önce backstage’de gördüğüm makyaj ve tırnaklardaki altın rengi detayların sırrı ise koleksiyonun tamamını görünce daha da büyük bir anlam kazanıyor. Bu koleksiyon hem spor çizgilere sahip, hem detaylardaki danteller, brokar kumaş seçimleri ve altın dokunuşlar ile bir o kadar zengin. Bele sweatshirt bağlama detayını ise geçmişten günümüze geri getiriyoruz, bir sonraki sezon notlarımızı için şimdiden alalım.
Haider Ackermann
READY-TO-WEAR FALL/WINTER 2017-18
Karanlık defile alanı, Nina Simone’un “Wild is the Wind”i yavaş yavaş salona doluyor, simsiyah giyinmiş bir manken karanlığın içinde yürümeye başlıyor… Haider Ackermann modayı sanat gibi işleyen tavrını tekrar konuşturuyor. Büyülenerek izlediğim koleksiyondaki maskülen tavır beni derinden etkiliyor. Siyah, beyaz ve altın detayları baskın olan koleksiyonun sürpriz rengi ise elektrik mavisi.
PFW’den kısa notlar;
- Cartier ile özel bir randevuya davetliydim. Hotel de Pourtales’de bir rock grubunun backstage’ine çevrilmiş iki katlı özel bir suite’te gerçekleşen davet gerçekten inanılmaz keyifliydi. Cartier kaplanının işlendiği çantalar ve pırlantalar ile süslenmiş kalın Juste un Clou kalp atışlarımı bir hayli hızlandırdı. Ayrıca geçen sezonun en dikkat çeken koleksiyonlarından biri olan Cactus de Cartier yeni sezona günlük hayatta daha rahat kullanılabilir ölçüleriyle merhaba diyor olacak.
- Christian Louboutin‘de yaz ilhamı Meksika’dan geliyor. Bununla beraber koleksiyonda ihtişam yine ön planda. Hollywood filmlerindeki “glam”den tutun da yeni topuk formlarına kadar çok geniş bir koleksiyon bizi bekliyor. Organzeden üretilen kırmızı halı ayakkabılarını an aşık olacaksınız, eminim. Ayrıca yeni sezonun çantaları ayakkabılardan rol çalacak kadar iddialı. Ah keşke koleksiyonu fotoğraflayabilmek serbest olsaydı!
- Swarovski‘de şehir ilhamı son sürat devam ederken, marka geçmişe tatlı bir yolculuk yapıyor ve eski Hollywood filmlerinin ihtişamını günümüze uyarlıyor. Markanın yüzü olan ünlü model Karlie Kloss’un “cool” tavrı ile markanın ışıltısını bir hayli yakıştıranlardanım. Ekranlarda dönen ve Swarovski kristallerinin kullanıldığı Breakfast at Tiffany’s gibi kült filmlerin Kloss tarafından tekrardan canlandırıldığı reklam filmi ise bir hayli ilgimi çekti.
- Tommy Hilfiger da Paris Moda Haftası’nda yeni koleksiyonunu uluslararası basın mensuplarıyla paylaşan markalardandı. Maalesef ki bu koleksiyonu da fotoğraflamaya izin yoktu ancak 90’ların rock’n’roll ruhunun yeni sezonda tekrar canlanıyor olduğunu söyleyebilirim. Özellikle puf montlar ve zımba detaylı ayakkabıların birçok editoryel çekimi süsleyeceğine adım gibi eminim.
Paris moda haftasındaki keyifli anlarımı YouTube videodamda izleyebilirsiniz. Moda haftası kombinlerimi ise bir sonraki post’ta paylaşacağım, takipte kalın!