Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’un sekizinci sezonu geçtiğimiz hafta geride kaldı. Tasarımcı ve markaların İlkbahar-Yaz 2017 koleksiyonlarını sunduğu moda haftamızdan notlarım ise şimdi yayında.
Öncelikle belirtmeliyim ki, içinden geçtiğimiz tüm olumsuz zamanlara rağmen binlerce kişinin emek verdiği çok özel bir haftayı başarıyla kapattık. Daha doğrusu, bu hafta için uzun süren emeklerin bir meyvesi demek daha doğru olacaktır.
Birkaç sezondur mekanını değiştiren moda haftamız bu sezon Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin birkaç katına yayılmış halde daha büyük alan ve daha rahat imkanlarla gerçekleştirildi. Bu sezonun dikkat çeken önemli ayrıntıların biri de sektörün duayen isimlerinin takvime geri dönmesi oldu. Örneğin, Bahar Korçan. Duayen tasarımcı Mercedes-Benz celebrates Bahar Korçan sergisi ile yıllardır sektöre verdiği emeği taçlandırarak tekrar aramıza katıldı. Özlem Süer, Dilek Hanif, Atıl Kutoğlu, Özgür Masur gibi isimler takvimde tekrar yerlerini aldılar. Bir diğer sürpriz isim ise üçüncü kuşağın bayrağı devraldığı perakende sektörünün önemli oyuncularından Kiğılı idi. Kiğılı bu sezon ilk kez podyuma merhaba dedi.
Ayrıca dünyada trend haline gelen “see now, buy now” akımı bu sezon ile birlikte birkaç Türk tasarımcı tarafından da uygulanmaya başlandı. DB Berdan, Mehtap Elaidi, Murat Aytulum ve Özgür Masur’un podyumda sergiledikleri koleksiyonlar podyumda görülmelerinin hemen ardından Gizia Gate‘de satışa sunuldu.
Gelelim ilk iki günün koleksiyonlarından öne çıkan detaylara…
“Agatha İstanbul’da”
Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’a Gül Ağış‘ın dünya çapında sesini duyuran markası Lug Von Siga Pera Palace’ta gerçekleştirdiği defile ile start veriyor. Gül Ağış’ın tasarımları her zamanki gibi romantik, feminen ve bir o kadar da gizemli. Gül’ün mekan seçimi ile yakaladığı atmosfer ise koleksiyona ayrı bir derinlik katıyor. Çizgiler ve baskılar ile hareketlenen tasarımlardaki el işi nakış süslemeleri ile zenginleşen yaka detayları ve volanlı manşetlerin çarpıcı zarafetine tek kelime ile bayılıyorum.
“Retro dinamik”
İlk günden bir sonraki yazın havasını Cihan Nacar’ın mayoları ile yakalıyoruz. Mini runway alanında sunduğu, styling’ini sevgili Ceylan Atınç’ın üstlendiği koleksiyondaki kat kat kelebek detayları, grafik çizgiler ve Cihan ile özdeşleşen retro çizgiler daha kışa giremeden bir sonraki yazın gelişi için beni sabırsızlandırıyor. “Self-reliance” adını verdiği koleksiyonunda Cihan ilhamını özgüven sahibi kadınlardan alıyor.
“Yeni soluk”
AslıAlev markası podyumun yenilerinden. Canlı renk seçimleri, zincir şeklindeki detaylarla süslenmiş abiye tasarımları ile göz dolduruyorlar.
“Kafkas havası”
İlk günün en ünlü dolu defilesi ise Derya Açıkgöz’e aitti. “Ullu Dengiz” adını verdiği ve Kafkasya’ya atıfta bulunan yeni koleksiyonunda tasarımcı kendi köklerinden ilham ile hareket ediyor. Derya Açıkgöz’ün geçtiğimiz sezon sergilediği siyah, beyaz ve kırmızı tonlu zıt ve provokatif kadını bu sezon yerini uçuşan kumaşlarda hayat bulan fuşyalar ve turunculara bırakıyor. Koleksiyonun minimal havasını aksesuar tercihlerinde de hissediyorsunuz. Ekria lüks ve yalın tarzını Derya Açıkgöz’ün koleksiyonu ile birleştiriyor. Kollardaki volanlar ve uzun manset detayları ile tasarımlardaki sakin hava hareketleniyor. Derya Açıkgöz’ün çizgisindeki bu yalınlığı ve sofistike havayı şahsen seviyorum.
“Tozdan gelip toza dönmek”
Ve gelelim Mercedes-Benz celebrates Bahar Korçan sunumuna… “Toz” sergisi aslında farklı bir deneyim. Labirentler içerisinde Bahar Korçan’ın tablolarına, tasarımlarına, sanki zihninin arka odalarına doğru bir yolculuğa çıktığınız, sevgiyi, anlayışı, bir “toz”dan ibaret olmayı hissedebildiğiniz bir deneyim. Türkiye’deki moda sektörünün temellerini atan isimlerden olan sevgili Bahar Korçan ile ertesi sabahki özel kahvaltı davetinde biraraya geldiğimizde ise ondan bugünlerin hayallerini nasıl kurduğunu dinliyor, moda sektörü adına bugün geldiğimiz noktanın önemini bir kez daha anlıyor, çok daha iyi algılıyoruz. Beni derinden etkileyen “Toz” sunumundan karelerle ayrı bir post da hazırlayacağım.
“Zarafetin zaferi”
Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’da ikinci gün moda haftasına ilk kez merhaba diyen Selma Çilek defilesi ile başlıyor. Selma Çilek’in feminen ve zarif tarzının metal detaylar ile asi bir dönemece girmesini çok sevdim. Ayrıca deri ceket ve midi boy botların styling’e kattığı modern dokunuş oldukça başarılı. Metalik tonlar ve deri detaylar “Victorious” adını verdiği koleksiyonun gücünü ve baş kaldıran tarafını başarılı şekilde yansıtıyor. Defile sonundaki selamında heyecanını ve mutluluğunu bizlere de geçiren Selma Çilek’in bir sonraki koleksiyonunu şimdiden merak ettiğimi söyleyebilirim.
“Doğaya dönüş”
Metrelerce uzunlukta bir çim halı, mini studio’da doğaya dönüşün kokusu. Tuba Ergin‘in alternatif ve doğaya saygı duyan sakin ancak detaylarda farklılaşan tasarımlarının bu kez dünya devi bir de konuğu var. Çim podyumda Tuba’nın tasarımlarına Nike’ın spor ayakkabıları eşlik ediyor.
“Genç ruh”
İlk iki günden bir de erkekler için not aktarayım. Yazımın başında da bahsettiğim gibi perakende sektörünün önemli markalarından Kiğılı bu sezon ilk defa #MBFWI podyumundaydı. Sonbahar-Kış 2016-17 koleksiyonunu sunan markanın gençleşmek ve dinamikleşmek adına atmış olduğu bu adımı hem kendileri adına hem de sektör adına çok olumlu buluyorum. Temelleri 1938 yılında atılmış olan Kiğılı’nın zengin renk tonları, slim fit kalıpları ve şık aksesuar seçenekleri ile yakaladığı modern etki derhal erkeklerin radarına girmeli.
Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’dan notlar ve kıyafet detaylarım için takipte kalın.