Son aylarda o kadar çok ürünü deneme fırsatım oldu ki hepsini tek tek sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Favorilerim post’undan ilki makyaj, parfüm, kişisel bakım keşiflerimi kapsıyor. Haydi birlikte göz atalım…
Braun Silk-expert IPL cihazı: Kurumsal hayatta sadece iki güne sosyalleşmeyi, kişisel bakımı, dinlenmeyi, aileye ve arkadaşlara zaman ayırmayı ve daha nice işi sığdırmaya çalıştığım zamanların da, şimdilerde freelance olarak çalıştığım ve bir günümün diğer günüme uymadığı bir ajandada hareket etmek zorunda olduğum zamanların da ortak özelliği kendime ve bakımıma ayırdığım zamanın önemi. Kısa sürede evde birşeyleri halletmek benim için çok kıymetli. Manikür yağlarını kullanmak, kendi ojemi kendim sürmeyi öğrenmek, saçımı kendi kendime maşalamak bu konudaki en pratik hareketlerimin başında geliyor. Epilasyon kısmı ise halihazırda çözülmeyi bekleyen konulardan biriydi. Geçtiğimiz sene olması lazım, “evde lazer” cihazını yeni keşfetmiştim ama kullanmaya pek cesaret edememiştim. Eylül sonu gibi Braun’un yeni IPL cihazını kullanmaya başladım. Benim ana çekincem evde bu işlemi uygulamanın ne denli güvenilir olup olmadığıydı. Ancak Braun Silk-expert IPL’deki güvenlik sistemi zaten cilde %100 temas etmeden atış yapmıyor. Bu da hayli güvenilir bir sonuç ortaya çıkarıyor. Ürünün sensörü ise ayırt edici özelliği. Yani ürün cilt tipinizi otomatik olarak algılayabiliyor. Böylece elle yapılan herhangi bir cilt rengi seçimine gerek kalmadan hallediyor ve hata yapmanıza izin vermiyor. Açıktan koyuya çok geniş bir cilt rengi skalasına sahip ki biliyorsunuz ben koyu buğday tenliyim. Benim ilk keşfettiğim ve Braun’un ilk çıkarttığı IPL cihazı yaklaşık 120.000 atış yapabilirken bu yeni versiyonu 300.000 atış yapabilme özelliğine sahip. Ayrıca bir hesap yaparsanız, tüm vücuda uyguladığınız IPL cihazını yaklaşık 15 sene boyunca kullanabiliyorsunuz. Dolayısıyla ürüne ilk etapta ödediğiniz miktarı yıllara bölünce, hatta kızınız ya da kardeşinizle ortak olarak kullanabileceğinizi düşündüğünüzde bir hayli akıllıca bir yatırım olduğunu söyleyebilirim. Bir de unutmadan, ürünün kendine özel akıllı telefon uygulaması mevcut. Bu uygulama günlük rutininiz ve kullanım bilgileri ile alakalı bir rehber niteliğinde. Şimdi gelelim makyaj ürünlerine…
Nars Sheer Glow Fondöten ve Hot Sand Aydınlatıcı: Bu iki ürün ayrı ayrı ya da birarada kullanıldığında tek kelime ile mucizeler yaratıyor. Sheer Glow’un methini uzun süredir duyuyordum. Nars’ta yaptırdığım makyajlarda da tecrübe ettikten sonra performansını, kapatıcılığını, doğal duruşunu ve ciltle bütünleşmesini çok sevdim ve kendim de günlük olarak ya da çekimlerde kullanırım diye aldım. Çok da memnunum. Hot Sand’den de aynı şekilde memnunum. Aydınlatıcı olarak geçse de ben tüm yüze, fondöten altına, fondöten üstüne, bölgesel olarak ya da tek başına uygulamaya bayılıyorum. Cilde inanılmaz bir ışık veriyor. Çok hızlı birşeyler halletmem gerektiğinde ya da makyaj yapmak istemediğimde cilde sadece Hot Sand uygulayarak simli olmayan bir ışıltıya sahip olabiliyorum.
Tom Ford Orchid Soleil parfüm: Black Orchid’i her daim parfüm rafında bulunduran biri olarak, aynı kokunun bir yeni versiyonu olan Velvet Orchid’i de deneyip epeyce beğenmiştim. Orchid Soleil ise aslında bu iki kokunun tam ters köşesi notalara sahip. Çok daha yumuşak, daha feminen ama yine de ayırt edici bir koku. Aslında yaz aylarında lanse edilse de bence havaların güneşli olduğu kış günlerinde de hala keyifle kullanılıyor. Farklı birşeyler arıyorsanız mutlaka bu parfümü denemelisiniz derim. Parfüme oturması ve gerçek kokusunu ortaya çıkartabilmesi için biraz zaman tanımayı unutmayın. İlk anda hissettiğiniz koku bir süre sonra çok daha kendinden emin ve ilgi çekici bir hal alıyor, ortaya biraz floral biraz pudramsı şahane bir sonuç çıkıyor.
One Comment