Kasım ayında Barcelona’da gerçekleşen ve dünyanın en prestijli denim fuarı olarak kabul edilen Denim Premiere Vision’a Orta Anadolu’nun davetlisi olarak katılmıştım. Düzenledikleri basın gezisinde yer alan iki isimden biri olmak gerçekten mutluluk vericiydi. Bugün bu fuardaki gözlemlerimle ilgili kaleme aldığım gazete yazımdan bazı kesitleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu sayede, modanın direkt müşteriye ulaşan kısmından çıkıp, “iş” tarafında nelerin olup bittiğini biraz daha yakından gözlemlemiş olabileceğimizi düşünüyorum.
Denim üretiminde çeşitli alanlarda
faaliyet gösteren ve yaklaşık üçte biri Türk menşeili olan 87 firmanın katıldığı böylesine önemli uluslararası bir platformda,
böylesine önemli konuları kendi ana dilimizde dinleyebiliyor ve dünyada öncü olacak işlere imza atabiliyor
olmanın yaşattığı haklı gururu iliklerimize kadar hissetmiş olduğumuzun altını çizerek söze başlamakta fayda var. Barcelona’nın ana
merkezlerinden biri olan Plaça d’Espanya’da gerçekleşen bu önemli fuarın en
büyük stant alanına sahip firması Kayseri’de doğup dünyadaki denim sektörünün
en önemli oyuncularından biri haline gelen Orta Anadolu’ya ait. Hayli kalabalık
olan bu standın önemli misafirleri arasında Türkiye’nin Barcelona Başkonsolosu
Emir Salim Yüksel ve Ticari Ataşesi Ayfer Çomoğlu da var.
faaliyet gösteren ve yaklaşık üçte biri Türk menşeili olan 87 firmanın katıldığı böylesine önemli uluslararası bir platformda,
böylesine önemli konuları kendi ana dilimizde dinleyebiliyor ve dünyada öncü olacak işlere imza atabiliyor
olmanın yaşattığı haklı gururu iliklerimize kadar hissetmiş olduğumuzun altını çizerek söze başlamakta fayda var. Barcelona’nın ana
merkezlerinden biri olan Plaça d’Espanya’da gerçekleşen bu önemli fuarın en
büyük stant alanına sahip firması Kayseri’de doğup dünyadaki denim sektörünün
en önemli oyuncularından biri haline gelen Orta Anadolu’ya ait. Hayli kalabalık
olan bu standın önemli misafirleri arasında Türkiye’nin Barcelona Başkonsolosu
Emir Salim Yüksel ve Ticari Ataşesi Ayfer Çomoğlu da var.
Fuarda 2017’nin ilkbahar/yaz sezonunun trendlerini sunan
Orta Anadolu’nun hikayesi ise tam bir başarı öyküsü niteliğinde. Mavi’den 7 For
All Mankind’a kadar aklınıza gelebilecek
türlü dünya devi denim markalarının kumaşlarını temin eden Orta Anadolu 2017
yazı için tasarım ilhamını insanın doğasından alıyor ve 7/24 yaşayan bir çağa
ve şehir hayatına ayak uyduran insan için hareket kabiliyetinin sınırlarını
zorlayan devrim niteliğinde inovatif işlere imza atıyorlar. Denim kumaştaki
devrimi denim kumaş ile ipek, kaşmir, spor kumaşlar gibi farklı dokulardaki
kumaşlarla kıyaslayarak çok daha esnek, yumuşak, cildin hissiyatına çok daha
uyumlu bir hale getirerek sağlıyorlar. Orta’ın sunduğu vizyon 22. yüzyılın
denim koleksiyonerlerine sesleniyor.
Orta Anadolu’nun hikayesi ise tam bir başarı öyküsü niteliğinde. Mavi’den 7 For
All Mankind’a kadar aklınıza gelebilecek
türlü dünya devi denim markalarının kumaşlarını temin eden Orta Anadolu 2017
yazı için tasarım ilhamını insanın doğasından alıyor ve 7/24 yaşayan bir çağa
ve şehir hayatına ayak uyduran insan için hareket kabiliyetinin sınırlarını
zorlayan devrim niteliğinde inovatif işlere imza atıyorlar. Denim kumaştaki
devrimi denim kumaş ile ipek, kaşmir, spor kumaşlar gibi farklı dokulardaki
kumaşlarla kıyaslayarak çok daha esnek, yumuşak, cildin hissiyatına çok daha
uyumlu bir hale getirerek sağlıyorlar. Orta’ın sunduğu vizyon 22. yüzyılın
denim koleksiyonerlerine sesleniyor.
Fuarda sohbet ettiğimiz Orta Anadolu Genel Müdür Yardımcısı Ebru Debbağ; “Denim bir
baş kaldırı, kuralların dışında dans eden bir tasarım anlayışı. Tasarımın
insanın doğasından ayrılması mümkün değildi, biz de insanın doğasına göre bir
tasarım anlayışı geliştirdik. Artık otururken bile vücudu çalıştıran teknolojik
kumaşlar, UV ışığını yansıtan siyah denimler, leke tutmayan beyaz denim
kumaşlarıyla kendimize çizdiğimiz sınırların çok ötesindeyiz. Tasarımın
enerjisi olduğu gibi, tasarıma hayat veren ürünün de bir enerjisi var. Biz
indigonun enerjisinden yola çıktık ve yaydığı frekansı tasarım anlayışımızın
çatısına yerleştirdik. BLUEFREQUENCY, artık denimde yeni bir çağın başladığının
habercisidir.” diyor.
baş kaldırı, kuralların dışında dans eden bir tasarım anlayışı. Tasarımın
insanın doğasından ayrılması mümkün değildi, biz de insanın doğasına göre bir
tasarım anlayışı geliştirdik. Artık otururken bile vücudu çalıştıran teknolojik
kumaşlar, UV ışığını yansıtan siyah denimler, leke tutmayan beyaz denim
kumaşlarıyla kendimize çizdiğimiz sınırların çok ötesindeyiz. Tasarımın
enerjisi olduğu gibi, tasarıma hayat veren ürünün de bir enerjisi var. Biz
indigonun enerjisinden yola çıktık ve yaydığı frekansı tasarım anlayışımızın
çatısına yerleştirdik. BLUEFREQUENCY, artık denimde yeni bir çağın başladığının
habercisidir.” diyor.
Ne dersiniz, bütün bu bilgiler sizi de benim kadar heyecanlandırıyor mu?
