AKSAM CUMARTESI 31.10.2015

Rüya Büyüktetik
31 Ekim 2015 
Akşam Gazetesi Cumartesi Eki



Hızla tüketiyoruz
Tüketim çılgınlığı ruhlarımızı adeta ele geçirmiş durumda. Moda
dünyası da bu çılgınlığın sebebinin ya ta kendisi ya da yara alan en büyük
oyuncusu. Nerede o yılda iki kez sergilenen defileler? Heyecanla almayı
beklediğimiz ve rafta aylarca kalabilen parçalar? Koleksiyonların
kampanyalarını aylık dergilerden takip ederken, şimdi internet kanalıyla
haftalar hatta birkaç ay öncesinden çoktan görüyor tüketiyoruz. Aylarca süren,
ekiplerin gece gündüz üzerinde çalıştığı koleksiyonlar bir kare Instagram
fotoğrafı ve beş saniyelik birer Snapchat videosu ile daha henüz podyumdayken
ve kendi sezonu gelmemişken, bir anda eskiyor, tükeniyor. Lüks markalar da her
ne kadar “burunlarından kıl aldırmasalar da” bu tüketim hızına ayak
uydurabilmek adına çok hızlı ve sektöre yön verici kalitede hamleler yapmaya
özen gösteriyorlar. Peki ya sonuç? Sonuç şu; İlkbahar/Yaz, Sonbahar/Kış,
Cruise, Pre-Fall, Couture koleksiyonları ile uzayıp giden dev bir liste… Peki şimdi
biz hangi sezondayız?
Son bomba; Raf Simons
 Tasarımcı olmak zor, dünyanın gözünün üstünde olduğu bir
tasarımcı olmak muhakkak ki çok daha zor. Bundan üç buçuk yıl önce efsanevi
isim John Galliano’nun hayal dünyasının sınırlarını zorladığı Dior’dan ve
sadece Dior’la sınırlı kalmayıp tüm moda dünyasından aforoz edilmesine
sebebiyet veren nahoş Anti-Semitik söylemlerinin kamuoyuna yansımasının ardından
koltuğu devralan isim Bill Gaytten, yerini Raf Simons’a bırakmıştı. Minimal ve
modern bakış açısı ile Jil Sander’dan Dior’a dikey geçiş yapan Belçikalı
tasarımcı Simons, üç buçuk yıllık başarılı yolculuğun ardından geçtiğimiz hafta
Dior’daki görevinden kendi isteği ile istifa ettiğini açıkladı. Simons
istifasının nedeni olarak kendi ilgi alanlarına ve markasına yönelmek
istediğini gösterdi. Tahmin edersiniz ki daha birkaç hafta önce ayakta
alkışlanacak başarıda bir Yaz koleksiyonu sunan Simons’ın bu ayrılık kararı
hepimizde bir şok etkisi yarattı ve bu ayrılık kararı aynı zamanda moda
dünyasında bir süredir tartışılan bazı argümanları da tekrar gün yüzüne
çıkarttı.
Bu argümanlardan en kuvvetlisi; bu denli yoğun bir “yaratma
zorunluluğu”na maruz kalan tasarımcıların, gerçek anlamda insanüstü bir çaba
sarf etmek zorunda olmalarından ötürü yaşadıkları zorluk ve ruhsal çöküntü.
Bahsi geçen tempoda bir üreticilik, dünya çapında ses getirecek koleksiyonlar, özel
işbirlikleri, kampanyalar, varsa tasarımcının kendi markasının devamlılığını
sağlamak gibi baskılar bir tasarımcıyı gerçekten de mental olarak iflas etmenin
eşiğine getiriyor olabilir mi? 
Neden olmasın!


YEPYENİ BİR MARKA
 Hızlı tüketimden bu kadar söz etmişken, bu fikrin tam
karşısında durmayı kendine ilke edinmiş bir tasarımcının gölgesinde biraz
soluklanmak istiyorum. Seri üretime ve hızlı tüketime bağışıklık kazandığımız
şu günlerde Ahu Kulaç’ın kadife ve ipekten yaptığı el yapımı clutch formlu
çantaları, Jane Birkin ve Kate Moss gibi stil ikonlarının bohem ve eklektik
havasından ilham ile hayatımıza girmeye hazırlanıyor. Ahu Kulaç’ın “by ahu
kulach” markası şu anda kendi adını taşıyan web sitesinde, sosyal medya
hesabında ve tasarım butiklerde satışa sunuluyor. Mutlaka göz atmanızı
öneririm.

YENİ YIL HAZIRLIĞI
Yılın son iki ayına girmek üzereyken yeni yıla geri sayım
heyecanı da başlamak üzere. Ekim ayını geride bırakırken etrafımız kırmızı ve
altın rengi süsler ile yavaş yavaş donatılmaya başlandı bile. Markaların
yaratıcı reklamlar, kampanyalar, koleksiyonlar ve görseller ile süslediği yeni
yıl zamanının ilk heyecan verici sinyalleri Fransız moda evi Chanel’den geldi.
Patrick Demarchelier’nin fotoğrafladığı ve kampanya görsellerinde Brezilyalı supermodel
Gisele Bündchen’in yer aldığı ikonik parfüm Chanel No.5, kayıtsız şartsız,her
daim koku radarımızda olmayı başaran yegane parfümlerden bir tanesi.

fashiononboard

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *